1 Şubat 2012 Çarşamba

Ne İstediğini Bilmeyenim Ben

 Ne istiyorum, kimi istiyorum, kiminle mutlu olurum, sevgilimi seviyo muyum, yoksa eskisini hala unutamadım mı ? Ne istediğimi bilmiyorum ben. Nasıl mutlu olduğumu da bilmiyorum.
 Şimdi adamla beraberim ya 2-3gün birlikte kalıyoruz falan. O iki üç gün ben bile kendimi köpek gibi aşık sanıyorum. Sonra eve bi geliyorum aman salak bu çocuk ya hasta ya da ders çalışıyo sahiden salak falan diyorum.
 Birlikteyken hiç sorun yok mükemmeliz. Ama 3-5 gün görüşmeyelim kin besliyorum resmen. Çok düşündüm. Çözdümde.
 Özlemeyi sevmiyorum bikere, bi insanı özlemek çok saçma geliyo bana özlemeyelim abicim istediğimiz zaman gidelim sarılalım. Özlediğimiz zaman gidelim uyuyalım beraber, ya da çağıralım o gelsin. Bunları yapabilecekken niye imkansızlaştırıp özlüyoruz. Sevdiklerimiz uzakta olsa bile gidelim ya da gelsinler gelmiyolarsa sevmiyolardır. Gitmiyosak sevmiyoruzdur.
 Prostesto ediyorum özlemiyorum. Yanımda yokken salak, beyinsiz, orospu çocuğu diyorum. Kendimde inanıyorum özlem mözlem bibok kalmıyo.
 Deneyin valla bence çok işe yarıyo.

4 Aralık 2011 Pazar

Yalnızlık

 Hani böyle sevgilinizin bir şeylerini yakalayınca eliniz ayağınız titrer ya başınızdan aşağı kaynar sular boşalır. Kan şekeriniz düşer, tansiyonunuz fırlar, sürekli su içer, tuvaletten çıkamazsınız.
 Daha bir bir buçuk ay oldu çıkmaya başlayalı düne kadar hayatımda yoktu. Bugünse tek derdim o. Tanımazsın etmezsin,, aynı şehirde yaşasan da görmezsin bile. Ama o utanmadan gelir her şeyin oluverir. Yok sen benken BİZ olursunuz. Çok kısa zamanda çok fazla değer verirsin. Onunla yatar, onunla kalkarsın. 31i yeni keşfetmiş ergenler gibi aç aç sevişirsin hatta. Ha bir de pişman olursun ama hiç çaktırmazsın. Saçma sapan komik tartışırsın önce öyle şaka olsun gülelim eğlenelim diye. Sonra zaman geçer kadınsın ya hani şeytan dürter seni kurcala gonca, bu çocukta bir gariplik var gonca diye. O lanet telefonunda senin attıklarından başka hiç mesaj olmaz ne hikmetse artık. Biraz daha zaman geçer facebook korkusu sarar böyle yok benden başka kimle konuşuyor napıyo dertleri. Onları da bir şekil geçirirsin eline geçirirsin derken, salak facebook şifresinin tc kimlik numarası olduğunu ağzından kaçırır, sen de cüzdan kurcalayıp kimliğini bulup hoop face e böyle kızlarla yılışık yılışık konuşmalar hatta kızın birine kabul et beni diye yalvarmalar. Yeşilçam filminden fırlamış gibi açıklar bir de sana, sen de uzatmazsın. İnanmazsın ama inanmış gibi yaparsın. Kaybetme korkusudur belki o hoş benim bu zamana kadar çok kaybetme korkularım olmadı ama. Demek ki oluyormuş. Gitmek istersin o an oradan ama gidemezsin. Çok küsmüşsündür ama o bilmez. Ağlarsın sırf sinirlendiğin için yok aldatılıyorum bilmem ne tarzı karı triplerinden değildir o ağlama, sırf sinir atmak için ağlarsın. O gider dota oynar içeride arkadaşlarıyla batak atar. Geleceğim der gelmez. Yine sinirden ağlarsın. Gelir yatar yanına çünkü başka yatacak yeri yoktur. Olsa gelmeye de bilirdi orayı çok bilemiyorum. Üzgün olduğundan daha çok sinirlisindir ki ben genelde hep sinirli olan tarafta olurum üzgün olan değil. Yanına yatar işte sen arkanı döner ağlarsın. O an o senin yanında da yatsa iki adım uzağında da olsa ya da popolarınız birbirinize değse hatta içinde bile olsa işte sen yalnızsındır. O yalnızlık kendinle baş başa kalma yalnızlığı değilde, yanında olduğu halde seni yalnız bırakmış birisi için olan yalnızlıktır.
Kalabalıktır ev böyle kahkaha sesleri falan mutludur insanlar bir yerlerde çok yakının olan bir yerlerde ama sen sinirli biraz üzgün ve çok yalnızsındır.

7 Ekim 2011 Cuma

O Bana Yazmış.

  Bir insan için istediği bir şeyin ya da bir kimsenin ne olduğunu bilememesi çok acı bir durum.Bunun sevgiliye ya da eski sevgiliye yorulması kadar kötü bir şey olamaz. Aslında istediğim şeyin o olduğunu biliyorum. Hemde hayattaki bütün zevklerden, güzelliklerden, mutluluklardan daha çok istiyorum. Kısacası onu bütün dünya güzelliklerinden daha çok istiyorum. Daha acı bir durum var ki onun bir sürtük olması. Bazen keşke hafızam sıfırlansa her şeyi unutsam, sonra başka bir şehirde onunla tekrar tanışsam diyorum. Tekrar birbirimizin kelime hatalarına gülsek, keşke ben yere tükürünce bana yine kızsa, keşke yine kirpiğinle yanağımı gıdıklasa, keşke ağladığında onun ağlamaktan ıslanmış yanaklarını öpsem, keşke gıdıklasa yine, kızınca trip atsa diyorum. Keşke dediğim o kadar çok şey var ki. Ama bazı gerçekler var ki bütün güzel anları aklımdan silerek yerini nefrete çeviriyor. Beni en çok üzen başka birini benden daha çok sevmiş ve unutamıyor olması. Ama bilmediği bir şey var ki hayatta benim onu sevdiğim kadar kimsenin sevmemiş olması, belki ailesi hariç. Ama o bunun farkına varmadı, ya da farıknda olduğu için beni sürekli aldattı, başkalarının oldu. Çünkü zaafımı biliyordu, çevremdeki insanlar sürekli söyledi bırak şunu sana kız mı yok vs vs. Ama ben hiç bir zaman benim istediğim herhangi bir kız değil, benim istediğim o diyemedim çünkü utandım. İntihar etmeyi çok düşündüm ama düşünürken anladım ki o kadar cesaretim yok. Başkasının olmayı aklımdan geçirdim ama onun yerini kimsenin tutamayacağını bildiğim için deneme çabasına bile girmedim. Adım kadar eminim ben şu an bunu yazarken o başkasının koynunda ama ben onu hala seviyorum .
  Hayatta bir çok kötü durum olabilir, ailenden birinin ölmesi gibi ama o öldüğünde ÖLMÜŞTÜR. Peki bunlardan daha kötü ne olabilir ? Bence daha kötü bir şey olamaz ve eminim ki 70 yasında bir dede olduğumda yine o aklıma gelecek ve ben yine üzüleceğim. O kadar yaşar mıyım bilmiyorum ama onun öldüğü günün ertesi günü benim de ölü olacağımı biliyorum.

15 Eylül 2011 Perşembe

Evet Ayrılınılır.

 Benim bir tane sevgilim vardı 1.5 sene falan birlikteydik.Oje rengimden, ruj rengime kadar karışan bir tip hoş öyle biriyle ben nasıl 1.5 sene birlikte olduysam.Ama zaten olmadım aslında beni çok seviyordu biliyordum ben de çok alışmıştım ee seviyordum da hiç kıyamıyordum o beni öyle sevince benim aklıma da eski sevgilimi öyle seviyor olduğum geliyordu bir nevi onu kendi yerime koyuyordum o yüzden ayrılmaya bile kıyamadım uzunca bir süre, o ayrılınca da üzüldüm hep barıştık. Ama bu çok seviyor olduğum eski sevgilimle de görüştüm sürekli çünkü onu da çok sevmiştim unutmam kolay olmadı.Görüştüm derken abarttım da biraz hani alışverişe çıktık beraber, yemeğe çıktık, sinemaya gittik, saatlerce gezdik, seviştik bile. Her neyse bir gün benim sürtük arkadaşlarımdan biri bunu sevgilime yetiştirince önce bir güzel dayak yedim. Böyle bildiğiniz evire çevire saç saça baş başa olanından ben pek tepki veremedim zaten bir bayan yerde tekmelenirken ne kadar tepki verebilir orası da tartışılır. Sonra ayrıldık tabi. Arkadan tehditler şantajlar özür dilerim dövmemeliydim affetler gonca seni görmeden yapamamlar havada uçuştu tabi. Dövmemiş olsaydı kıyamaz barışırdım. Ama barışmadım. Çok sevdiğim eski sevgilimden de sıtkım sıyrıldı bu arada değmezdi yani onun için, her şeye karışan sevgilimde hiç haketmemişti zaten.Bi anda hepsinden kurtulmuş mu desem, dayak yemiş ortada kalmış mı desem, heryerden vurgun yemiş mi desem işte öyle birisi oldum ben. Sonra hepsinden gerçekten sıyrıldığıma inandığım bi zaman (iki gün sonra falan) lise 1 de dersime giren öğretmenimle çıkmaya başladım. Onunla güzel gidiyordu hiç sorunumuz yoktu. 3 aydır falanda hala birlikteyiz ama nasıl birlikteyiz geçenlerde bu beni döven eski sevgilim konuşmalıyız dedi çıktık konuşmaya diye arabadayız falan sonra dayanamadık sarıldık ağladık saatlerce anlayacağınız gene bana dönmek istiyo ama ne yapsam bilemedim e öğretmen olan da var bu olaylardan sonra da kesin karar verdim ben hep iki kişi arasında kalmaya mecburum sanırım.Ama seçim yapmadım bu sefer ikisiylede gittiği yere kadar.Zaten beni döven eski sevgilimi affetmedim affetmem kıyamadığımdan görüşüyorum sadece bu da şimdi ki öğretmen sevgilime pek haksızlık sayılmaz sanırım.E o da öğrencisiyle çıkmasaymış canım. Benim suçum ne

7 Eylül 2011 Çarşamba

İşte Öyle

Hayatınızda mükemmel erkek karşınıza bir kere çıkar. O da kesinlikle en yakın arkadaşınızdır, düşünürsünüz keşke sevgilim böyle anlayışlı olsa her şeyiyle böyle biri olsa diye. Ama o hiç öyle olmaz her zaman kendi bildiğini okuyan basit, odun hatta çoğu zaman öküzlüğe terfii edebilmektedir kendisi. Can sıkıcıdır bu durum biz kızlar için belki de kötü, neyse kendimizi kandırmayalım evet berbat. İlk zamanlar her şey mükemmeldir. Anlatırız birbirimize kızım şöyle iyi böyle güzel ilk günden sahiplendi elimi tuttu dolaştık önünü kapatsana sana bakıyorlar rahatsız oluyorum dedi kesin hoşlanıyor yani hatta seviyor bile olabilir baksana ilk günden kim böyle yapar ki falan deyip övdük bir de üstüne üstelik. Bir ay geçti iki ay geçti aradan dolabımızdaki milyonlarca mini şortumuzdan kısa elbiselerimizden ve eteklerimizden vazgeçtik onlar için sürekli eşofmanlı, kot pantolonlu, tişörtlü gezer olduk, seviyor sevmese karışmaz diye de kendimizi bir güzel avuttuk. Kızlar için kolay değildir kıyafetlerinden vazgeçmek elimizde 3 kuruş olsa 3ünü de gardıroplarımıza yatırırız. Ama erkek anlamaz annesinin pazardan aldığı tişörtle bir yaz babaannesinin ördüğü kazakla bir kış geçirir. Aradan iki üç ay daha geçer akşam kızlarla dışarı çıkacak olursunuz ki böyle bir sevgiliniz varsa buna sahiden ihtiyacınız olur. Söylersiniz hani iyilik olsun maksat haber vermek olsun biz kızlarla şuraya gidiyoruz bir iki kadeh bir şeyler içip eğleneceğiz kız kıza diye. Kız başınıza ne işiniz var gitme hiçbir yere cevabıyla karşılaşınca bir dumur olursunuz böyle hatta kız kıza takılmayı siz planlamış olsanız bile sevgilim izin vermiyor diyemediğinizden annem hasta babam şöyle yarın sınavım varmış falan diye yeni yalanlar türetmek durumunda kalırsınız en sevdiğiniz arkadaşlarınıza karşı. Bazıları trip atarlar, bazen küserler, bazen anlayışla karşılarlar ama bunların anlayışla karşılayanı az bulunur bana henüz hiç denk gelmedi. Dışarı çıkmaktan vazgeçersiniz onun için, eğlence anlayışınızı değiştirirsiniz o dışardayken siz evde oturursunuz. Gündüz kızlarla falan buluşursunuz bazen ama mutlu olmazsınız mutlu rolü yaparsınız. En sevdiğiniz erkek arkadaşınız gelir tatilde yanınıza birlikte gezmek istersiniz eskisi gibi kahvaltı yapmak, sabahlara kadar balkonda muhabbet etmek, kusana kadar içmek. Ben arkadaşıma gidiyorum dersiniz. Erkeğin evinde ne işin var der. Bir süre sonra eğlendiğiniz, sizi eğlendiren bütün aktivitelerden vazgeçmiş olursunuz. Bir sene olur sıkılırsınız. Abartıyorsun deyip deyip kavga çıkarırsınız çünkü boyunuzu aşmıştır artık yaşadıklarınız yaşıtlarınız orda burda eğlenirken bütün arkadaşlarınız hep birlikte aynı evdeyken yatağınızda yalnız üzgün ve mutsuz olmak koyar adama. İsyan edersiniz ayrılamazsınız. Alışmışsınızdır büyük ihtimal ayrılınca da olsaydı buna da karışırdı deyip bile özleyebilebilirsiniz.  !